KAPALI
SABAHA KALAN SÜRE
Gençlik Günümüz dünyasında genç olmak; bir yandan sınırsız imkânlarla donanmış olmak, diğer yandan ise belirsizliklerle dolu bir geleceğin gölgesinde yaşamak anlamına geliyor. Eğitim, işsizlik, ekonomik krizler, iklim değişikliği, savaşlar, dijital baskı gibi pek çok etken, gençlerin hayatlarını şekillendirirken aynı zamanda ciddi bir gelecek kaygısına neden oluyor. Peki bu kaygı nedir, gençleri nasıl etkiler ve bu duyguyla başa çıkmak mümkün müdür?
Gelecek kaygısı, bireyin hayatının ilerleyen dönemlerinde ne olacağına dair duyduğu belirsizlik, korku ve stresin bütünüdür. Genellikle şu sorular etrafında şekillenir:
Bu kaygı doğal bir duygudur; ancak kronikleştiğinde psikolojik, sosyal ve akademik yaşam üzerinde yıpratıcı etkiler yaratabilir.
Enflasyon, döviz dalgalanmaları, işsizlik oranları gibi ekonomik göstergeler gençler için umut değil, kaygı üretmektedir. Mezun olunca iş bulamama ya da aldığı maaşla geçinememe korkusu, gelecek planlarını engellemektedir.
Türkiye ve benzeri ülkelerde eğitim sistemi ile iş gücü piyasası arasında kopukluk vardır. Üniversite mezunu pek çok genç, alanıyla ilgili iş bulamamakta, bu da yıllarca süren emeğin boşa gitmesi hissini doğurmaktadır.
Aileden, çevreden veya toplumdan gelen “iyi bir iş bul, evlen, kariyer yap” gibi baskılar, gençlerin omzuna taşınması zor yükler bindirir. Bu durum, bireysel gelişimin önüne geçerek sadece “başarma zorunluluğu” hissine dönüşebilir.
İklim krizi, savaşlar, göç dalgaları, yapay zekâ nedeniyle oluşan iş kayıpları gibi küresel konular gençlerin kontrolü dışında gelişir. Ancak etkisi doğrudan onların yaşamını tehdit eder.
Hedeflerin çok büyük olması bazen hayal kırıklığını tetikleyebilir. Küçük ve ulaşılabilir adımlarla ilerlemek daha sürdürülebilir bir motivasyon sağlar.
Güçlü ve zayıf yönlerini bilen gençler, kendi yollarını daha net çizebilir. Dijital beceriler, yabancı dil, iletişim yetenekleri gibi alanlarda gelişim, özgüveni artırır.
Sosyal medya, başarı öykülerini parlatırken gerçek hayatın zorluklarını gizler. Kıyaslama tuzağına düşmeden, kendi yolculuğuna odaklanmak önemlidir.
Gelecek kaygısı yoğunlaştığında psikolojik danışmanlık ya da rehberlik desteği almak, sağlıklı bir farkındalık kazandırabilir.
Devletlerin ve kurumların gençlerin kaygılarını azaltmak için üzerine düşeni yapması şarttır. Bunlar arasında:
gibi adımlar yer almalıdır.
Gelecek kaygısı, çağımız gençlerinin neredeyse tamamında ortak bir duygu haline gelmiştir. Ancak bu duygu, doğru yönetildiğinde bireyi eyleme geçirecek bir motivasyon kaynağına dönüşebilir. Gençler hem bireysel olarak hem de toplumsal destekle bu kaygıyla başa çıkabilir, kendi geleceklerini daha sağlam temellere oturtabilir. Unutulmamalıdır ki; gelecek belirsiz olsa da umut her zaman bir adımdır.